Dünya'nın ilk 3 boyutlu yazıcıyla yapılmış demir köprüsü, hem de akıllı🤓 |
Gönüllü çalışmayı anladık da, nedir bu ''Dutch Design Week'' mi diyorsunuz, bana mı öyle geliyor? 😅 Valla ben de internette rast geldiğimde aynı şeyi sordum ve araştırmaya başladım. Çünkü gönüllü çalışmak isteyip istemediğimi soruyordu ekrandaki yazı. Daha Hollanda'ya geleli iki ya da üç hafta olmuş, bundan daha iyi burayı tanıma, buraya alışma fırsatı mı vardı?😃 Baktım, DUTCH DESIGN WEEK yani DDW (yazının devamında kısaltmasını yazacağım), 1998 yılından beri her yıl Ekim ayında Hollanda'nın Eindhoven şehrinde yapılan, farklı ve yeni dizayn çalışmalarının, fikirlerinin sergilendiği, konuşulduğu, halkla da paylaşıldığı Kuzey Avrupa'nın en büyük festival haftasıymış. Benim katıldığım sene olan 2018 yılı için, 2600 tasarımcı, 300 000'den fazla hem Hollandalı hem de diğer ülkelerden gelen ziyaretçiler, Eindhoven içindeki 110 farklı mekanda gerçekleşen bu etkinliğe katılmış.😎
Sonra benim kafamda sorular oluşmaya başladı tabi. Tamam, ben gönüllü katılacağım da, ne yapacağım bu hafta içinde, nasıl görevler verebilirler ki bana, diye aldı beni bir merak. Ama onun cevabını kayıt olup, denemeden yaşamadan bilemezdim ve katıldım. Yabancı da değildim zaten, hem üniversite zamanında yaptığım projelerden hem de International Rotary Kulübü'nde yaptıklarımdan. Bu arada gönüllü diyorum da, bu projede gönüllü çalışanlara saat başı 4,50 € verdiklerini de belirtmişler. Onu da görünce etkilenmedim değil hani 🤑 Ve bu hafta boyunca, tüm gönüllülere standart giriş bileti hediye idi.🙂
![]() |
DDW hatıralarım 💚 |
Neyse, gönüllülere yapılacak olan toplantıya gittik, belirledikleri gün ve saatte. Esasında DDW'nin ne olduğunu, organizasyonun başındaki adamın, CEO'suydu galiba, yaptığı sunumla öğrenmiş olduk. Sunum sonunda üç şaşkınlık yaşadım. 1.si, salondaki gönüllü kitlesinin her yaştan insan olması. Lise öğrencileri de vardı, 70'inden büyükler de. 2.si, CEO dediğimin adamın ve diğer tüm ekip yöneticilerinin çok mütevazi olması. Ne bileyim Türkiye'de CEO'ların normal halk dediğimiz kesimle, yani bizlerle, iletişime girdiklerini ne duydum ne de şahit oldum 🤷🏻♀️3.sü de, gönüllü olarak çalışmamıza rağmen, sigortalı olarak çalışacak olmamız. Tüm sorumluluğu alıyorlardı.😉 Toplantı sonunda, yapılacak görevlerle ilgili bilgiler verilmiş, gönüllülerin isteklerine göre ekipler oluşturulmuştu. Benim gibi hangi görevin kendine uygun olacağını bilemeyen ve ''Amaan, ne olsa yaparım'' diyenler de, ekiplerdeki boşluklara göre görevlendirildi.
Görevler;
- Kasiyer
- E-bilet tarayıcısı
- Bilet kontrolörü
- Dutch Design Awards görevlisi
- Bisikletli Bilgilendirme Ekibi (Infobike)
- Bilgilendirme Masası
- Salon Görevlileri
- Basın Masası
- Tur Asistanları
- Gezinti Sürücüleri
- Sürücü Bilgilendiricileri
20-28 Ekim 2018 tarihleri arasındaki bu haftada üç gün görev aldım. Birinci çalışma günümde infobike olarak, ikincisinde esnek ekipte, üçüncü günde de bilet kontrolörü olarak çalıştım. Neler yaptığımı da size kısaca anlatayım.
Infobike:
Zamanın birinde bir İngiliz, bir Hollandalı ve bir tane de Türk, römorka benzer bir şeyi (stant aslında) ön tarafında olan bir bisikletle Eindhoven Merkez İstasyonu'nun yakınına giderler ve bütün gün orada durup, DDW'ye gelen ziyaretçileri yönlendirmeye çalışırlar. Yarım saat geçmeden yanlarına Hollandalı biri daha gelir ve o da DDW Müzik Festivali ile ilgili ziyaretçileri bilgilendirmek amacıyla orada durur. Bu 4 kafadar, kısa sürede birbirleriyle arkadaş olurlar ve bu festivalle ilgili çoğu zaman yanlış kimi zaman doğru bilgiler vererek, ziyaretçileri yönlendirmeye , bilgilendirmeye, onlara yol tarif etmeye çalışırlar. Günün sonunda Hollanda'nın soğuğunda üşümelerine rağmen kendi aralarındaki sohbetten ve gün içinde yaşadıklarından çok keyif alırlar ve evlerine mutlu yüzlerle dönerler😊 (Başlangıcı fıkra, sonu masal olan bir anlatım oldu 😂)
NOT: İngiliz arkadaşın, sırf bu festivale katılmak için İngiltere'den kalkıp geldiğini öğrendiğimde, hayret ettim.😃
Esnek Ekip:
Yedek ekip bizim tabirle. İhtiyaç var diye, beni Dutch Design Awards (Yeni fikirler arasındaki halk oylaması ödülleri diyebilirim)'ta görevlendirdiler. Başlangıçta hiç bir fikrim olmasa da, gittiğimde anlattılar şunu bunu yapacaksın diye. Görevlerim; ziyaretçilerin oradaki kimi eserlere dokunmalarına engel olmak için uyarmak, bir nevi eserlere göz kulak olmak ve onlara oylamaya katılmak isteyip istemediklerini sormak ve onları yönlendirmek. Özellikle anket belgelerini dağıtırken, bir yerden sonra kayıt bandından konuşuyor gibi hissetmiştim kendimi😂 Bu arada öğle yemeği onlardan. Çıkınımda bir adet sandviç, bir kutu meyvesuyu, birer adet kruvasan, reçel ve meyve vardı. Başlangıçta gözüm doymasa da, yedikten sonra gayet doymuştum😋 Öğle yemeği esnasında, sabah tanıştığım İtalya'da yaşayan Türk arkadaşla sohbet edince, günüm daha da güzelleşmişti🙂 Gün sonuna doğru da, workshop masasında, Japonların iğne iplikle kitap dikme sanatını tanıtıyor ve ilk yaptığım kitabı bir ziyaretçiye imzalıyordum😎
Öğle yemeği menüsü :) |
İmzaladığım kitabın bir örneği, ben yaptım ben 😂 |
Bilet Kontrolörü:
Sonuncu ama en yorucu gün buydu. Ben ve biri Çinli, biri Hintli, biri Hollandalı arkadaşlarım, bütün gün ana bina girişinde, gelen ziyaretçileri durdurup bilekliklerinin sahte olup olmadığını kontrol ettik. Şöyle ki, biletlerini pdf olarak önceden alanlar, kayıt masalarına gidip bilekliklerini kollarına taktırtmaları ve o hafta boyunca çıkartmamaları gerekiyordu. O bilekliği göstererek rahatça giriş çıkış yapma hakları vardı. Bilekliği çıkartmama gerekliliğinin sebebi, kişiye özgü olması ve çıkardıkları takdirde tekrar takamayacak gibi dizayn edilmesi. Bizim ekipte, bütün gün, giriş yapan insanları tek tek dururup, bilekliklerin sahte mi değil mi, yapıştırılmış mı yoksa dikilmiş mi olduğunu kontrol etmekle ve giriş yapanların sayısını kaydetmekle görevliydi😳 Ve inanır mısınız gerçekten, tek bir günde en çok 50 kişi sahte bileklikle girmeye çalıştı🤷🏻♀️
![]() |
Geri dönüştürülebilir PET malzemeden yapılmış bilekliklerin hepsi👏🏼 |
Bu yılın teması ''If not us, then who?'' yani ''Eğer biz değilsek, kim?'' idi. Hayatın her yerinde tasarımın olduğunu ve dünyayı daha yaşanabilir, daha güzel yapmak için, özellikle sürdürülebilirliği arttırmak için ne kadar emek verdiklerini, bunları ne kadar önemsediklerini gördüm bu hafta sayesinde.😍 Ve öğrendim ki, Hollanda halkı, yeniliklere, öğrenmeye çok açık. Kendilerini öyle tanımlıyorlar ama yaptıklarıyla da bu dediklerini kanıtlıyorlar.
Bu arada, 2019 yılındaki DDW için de tarihler belirlenmiş bile; 19-27 Ekim 2019. Merakını celbettiğim arkadaşlarım, bu linkten inceleyebilirsiniz. Videosunu da en kısa zamanda Youtube'ta paylaşırım. Abone olmayı unutmayın, yeni eklenen videoları kaçırmayın😎
Geçen haftalarda bana bu ekipten tekrar e-posta geldi. Bir festival daha varmış STRP adında. Şu an onun hakkında da pek fikrim yok ama kaydoldum 😄 Hollanda'da olup, gönüllü olarak katılmak isteyen varsa buradan kayıt olabilirsiniz. STRP Festival, 30 Mart- 07 Nisan 2019 tarihleri arasında gerçekleşecek.
Bilgilerinize, gelirseniz tanışmak dileğiyle 😊
0 Comments